Bir kuş süzüldü gökte!
Belli ki rüzgâr deniyordu kendini kanatlarında
Belli ki renkler tonunu arıyordu
Işık konturunu belirginleştirmede,
ufuk çizgisinde yalancı bir düzlem,
ve yardım etmedeydi gökyüzü meseleye…
Bir kuş süzüldü gökte!
Tasarımda yalancı üç boyut belirdi.
Hacimsel çalışmalarıyla bir şef gökyüzünde,
Yorumunu yapmadaydı, belli!
Güneşi yakınlaştırarak kanatlarına,
Derinliği azaltıldı görüşün.
Bir başka sefere el yordamıyla,
Bir iki bulut yakıştırıldı geçtiği yerlere
Belli ki güzel oldu!
Bir kuş süzüldü gökte!
Yaşasaydı kıskanırdı Alberti!
Basitçe sonsuzluğun bölünerek,
Başkaldırmasıydı bir kuş üzerinden, mekâna.
Işığın kaçma anında gagasından
Göğün karşısında,
Tam bu hatları ayla birleştiren nesne belirdi
Sonra, ayla, tanışık bir eyleme dönüştü tablo,
Soluk bir imge iliştirildi,
Belli ki düş kurmadaydı birileri kuş üzerinden
Bir kuş süzüldü gökte!
Belli belirsiz bir objeye karanlıkta
Yetkinlik kazandırıldı basitçe
Şef şenlendi!
Belli ki anıtsal yapı belirmişti önünde
İyiden iyiye.
Kompozisyon tamamlandığında
–ki sende görecektin belli-
Normal ölçülerinde bir yaşam belirecekti
Ve belli ki sen de deneyebilecektin kendini
Normal ölçülerinde insan!
Bir kuş süzüldü gökte!
Klasik bir uslüpla
Şef kaldırdı uzvunu
Ve tablonun iç duygularını yansıtan
Kentsel bir mekan edinmeliydi
Belli ki detaylı bir arzu, “üretme” güdüsündeydi…
Aslında bana kalırsa
yaşam renklerde, bu kadarıyla itibar görmeliydi…
Bir kuş süzüldü gökte!