CHP Bakırköy Gençlik Kolu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


CHP Bakırköy Gençlik Kolu Forumu
 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 ATATÜRK, MEHDİLİK VE ALEVİLER

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
dead1bodies1everywhere




Erkek Mesaj Sayısı : 7
Yaş : 35
Nerden : g.o.paşa
Kayıt tarihi : 05/07/08

ATATÜRK, MEHDİLİK VE ALEVİLER Empty
MesajKonu: ATATÜRK, MEHDİLİK VE ALEVİLER   ATATÜRK, MEHDİLİK VE ALEVİLER I_icon_minitimePerş. Tem. 10, 2008 7:00 pm

MUSTAFA CEMİL KILIÇ YAZIYOR
------------------------------------------------------------------------

Sözlük anlamı itibariyle mehdi, dogru yola, hidayete erişmiş kimsedir. Tanrı“nın kendisini hakka ulastırdığı kişiye Mehdi denir. Bu itibarla dogru yolda bulunan her müslümana Mehdi denilebilir. Ancak kelimenin başına el takısı gelirse, özel bir ünvan olur.

Böylelikle sözcük terimsel anlam kazanır. Mehdi’nin terim anlamı; ahir zamanda gelecek ve deccal ile savaşıp İslam’ın egemenliğini sağlayacak ve böylelikle müslümanları kurtaracak olan yüce kişidir. Sünniler ile Şiiler arasında mehidilik konusunda da büyük görüş ve inanç farklılığı vardır.

Sünnilerde mehdinin kim olduğu belli değildir. Oysa Şiiler ve tabi Alevi / Bektaşiler Mehdi’nin 12. İmam olan İmam Muhammed Mehdi olduğunu savunurlar.

İmam Muhammed Mehdi tekrar meydana çıkacak ve ehlibeytin / Ali soyunun imametini / hilafetini tesis edecektir.

İmam Muhammed Mehdi ölmemiştir. Küçük yaşta gizlenmiş ve kendini sır etmiştir. Halen yaşamaktadır. Bir gün çıkıp gelecektir. Alevi / Bektaşiler bu noktada Şiilerden ayrılmaktadır.

Onlara göre İmam Mehdi don değiştirerek / başka bir kılığa girerek / başka bir kimlikte / reenkarne olarak tekrar gelecektir.

Ve işte bu nedenle Alevilerin önemli bir kesimine göre İmam Muhammed Mehdi aslında don değiştirerek Mustafa Kemal kılığında gelmiştir. Yani Atatürk Mehdi’dir.

Büyük Atatürk’ün Emevi / Abbasi anlayışının devamı mahiyetinde olan Osmanlı Halifeliğini ilga etmesi düşünüldüğünde Alevi / Bektaşilerin neden böyle inandıkları daha iyi anlaşılacaktır.

ALEVİLERDE ATATÜRK SEVGİSİ

Hemen hemen dindar her Alevi / Bektaşinin evinde üç resim yanyanadır. Hazreti Ali, Hacı Bektaş Veli ve Mustafa Kemal Atatürk… Bu durum Alevi / Bektaşilerin Atatürk’e olan sevgilerinin bir yansımasıdır. Alevilerdeki Atatürk sevgisi bir devlet büyüğüne duyulan sevginin ötesinde bir derinliğine ve ruhaniyete sahip bir sevgidir.

Öyleki pek çok Alevi için o, onikinci İmam Muhammed Mehdi’dir. Bu sevgi boşuna değildir. Sünni cemaat ve tarikatlerdeki gizli veya açık Atatürk karşıtlığı ve hatta düşmanlığı düşünüldüğünde Alevilerin Atatürk’e sevgisi gerçekten dikkat çekici bir öneme sahip oluyor. Bu sevginin kaynağında yatan nedir ?

“ Çok büyük bir insan…Onunla konuşunca adeta ruhum yıkanıyor. Kaynak suyu gibi temiz, okyanus gibi geniş ve derin…” (10)

Mustafa Kemal Atatürk yukarıdaki sözleri Hacıbektaş Dergahı pot sahibi Veliyettin Çelebi Efendi için söylüyor. Sözlerdeki içtenlik ortaya koyuyorki bu sözler sıradan iltifat ifadeleri değil.

Derin ve içten bir sevgi ve saygının yansıması. Alevilerin Atatürk’e sevgisinin tek taraflı olmadığı anlaşılıyor. Bu husuta daha pek çok kanıt ve gösterge mecvut.

Mustafa Kemal Paşa henüz Ankara’da TBMM’yi toplamadan önce Hacıbektaş Dergahını ziyaret eder. Dergahtaki dervişler ona büyük bir saygı gösterirler. Hatta atının özengisini öperek karşılarlar. Bu durum Mustafa Kemal ve silah arakadaşlarını çok duygulandırır.

Bilindiği üzere o dönemde Osmanlı padişahı Mustafa Kemal için “ vatan haini “ suçlamasıyla idam fermanı çıkarır. Fakat Aleviler onu kurtarıcı olarak karşılarlar. Bu durum düşünüldüğünde elbetteki Mustafa Kemal’in duygulanması çok doğaldır.

Dergah ziyareti sırasında Mustafa Kemal’e “kılıç kuşatılır ve yola kabul” edilir. Dervişler, Mustafa Kemal’in yanında olacaklarına “ikrar verirler”. (11)

Atatürk ile Alevi / Bektaşi toplumu arasındaki düşünsel ve inançsal yakınlığı şu şekilde de anlatabiliriz:

“ Mustafa Kemal’in arayışı Bektaşi toplumunda yaşıyordu… Ancak hukukileşmesi ve siyasallaşması gerekiyordu. Mustafa Kemal bunu yaptı…

Laiklik, bağımsızlık, dilde ve kültürde ulusçuluk, halk egemenliğine geçiş, kadın hakları…gibi yeniliklerde Kemalist güç Bektaşilik kaynağına dayanıyordu…”(12)

Yine Atatürk ile Alevi / Bektaşi / Kızılbaşlar arasındaki ilişkiyi anlatırken Yaşar Nuri Öztürk ; “ Kızılbaşlar Atatürk’ü çok sevmekte idiler. Atatürk de onlara saygı göstermiştir.” Diyor.

“ … Atatürk’ün, andığımız devrede, başlattığı harekete destek sağlamada, yanına almakta büyük yararlar gördüğü dinsel kadrolar içinde Bektaşiler’in ön sırayı tuttukları anlaşılıyor…” (13)

Araştırmacı John Kingsley Birge; The Bektashi Order of Dervishes adlı kitapta Atatürk ve Alevilik ilişkisini şu şekilde irdeliyor:

“ Cumhuriyet ilkeleri ile Bektaşilik ilkeleri bir ve aynıdır. O halde Bektaşilere göre, Cumhuriyetin gelişi ile tarikata ihtiyaç kalmamıştır. Çünkü amaç gerçekleşmiştir. (14)

Mustafa Kemal Atatürk ile Alevi / Bektaşi toplumu arasındaki sevgi ve bağ kesinlikle tek yanlı değildir. Mustafa Kemal’in Alevi / Bektaşi kültürüne olan sevgi ve ilgisi onun düşünce dünyasını oluşturan eşitlik, özgürlük, bağımsızlık, ulusallık gib, özelliklerin Alevi / Bektaşi felsefesinde de mevcut olmasından kaynaklanıyordu.

Büyük Atatürk’ün yetiştiği Balkan coğrafyası öteden beri Aleviliğin ve Bektaşiliğin etkin olduğu bir bölgedir. Balkanların müslümanlaşmasında Bektaşilerin ne denli etkili olduğu tarihen sabittir. Balkanların fethinden başlayarak Osmanlı’nın çöküşüne değin o bölgede çok güçlü bir Bektaşi etkisi söz konusudur. Balkanlarda ilk dede olarak bilinen Sarı Saltuk’tan bu yana o bölge toprakları büyük dede / babalar yetiştirmiştir.

Seyyid Ali Sultan, Otman Baba ve Balım Sultan gibi büyük Bektaşi babaları kurdukları tekkelerde binlerce, onbinlerce öğrenci / talip yetiştirerek Türklüğün ve İslam’ın yayılmasına hizmet etmişlerdir. Balkanlardaki en önemli Bektaşi Tekkesi olan Kızıl Deli Tekkesi, o denli önemli bir yere sahiptir ki, Hacı Bektaş Dergahı’ndan sonra ikinci sırada yer alır.

İşte Atatürk böyle bir coğrafyanın en önemli merkezlerinden biri olan Selanik kentinde dünyaya gelmiş ve yetişmiştir. Selanik kenti de gerek Alevilik / Bektaşilik bakımından gerekse de Osmanlı’daki yenilikçi siyasal hareketlerin mühim bir merkezi olması bakımından Mustafa Kemal’in fikirlerinin ve felsefesinin oluşumunda başat yere sahiptir.

Balkanların ve Selanik kentinin Osmanlı’daki yerini ve Mustafa Kemal’in düşünce dünyasına etkisini irdelerken araştırmacı Baki Öz şöyle demektedir:

“ Şu bir gerçek ki, Mustafa Kemal, Balkanların özgürlükçü havasını solumuş, bu hava Mustafa Kemal’in düşüncelerine çeşni olup renk katmıştır. Bilindiği gibi Balkanlar öyle sıradan bir yer değil…Tarih boyu çeşitli kültürlerin geçiş ve kaynaşma yeri…

Doğu’yla Batı kültürünün buluşma ve birleşime vardığı yer burasıdır. Doğu’nun Batı’ya sokulduğu, Batı kültürü içerisinde çıkış aradığı ve bu arayışlar sonucunda yeni birleşimlerin ( sentez ) oluştuğu alan burası… Kısacası Doğu ve Batı kültürünün kavşak ve kavuşum noktası Balkanlardır.” (15)

Araştırmacı Cemal Şener ise, Balkanların bu özgün kimliğini dile getirirken gerçekten çok orijinal ve dikkat çekici bir özelliğe temas ediyor:

“…Sarı Saltuk’tan Balım Sultan’a, Şeyh Bedrettin’den Namık Kemal’e, Resneli Niyazi’den Mustafa Kemal’e uzanan bir yol.” (16)

Osmanlı siyasal yaşamının en etkili oluşumlarından Jön Türkler ve İttihad Terakki’nin en faal olduğu yer de Balkanlardı. Elbetteki Balkanların en önemli merkezi olan Selanik kenti bu hususta öne çıkmaktaydı.

Mustafa Kemal’in Soyu ve Alevilik ile İlişkisi

Mustafa Kemal’in soyu Anadolu’ya dayanmaktadır. YörükTürkmen kökenlidir. Mustafa Kemal’in mensup olduğu soya Kızılcalı Türkleri denir.

Oğuzların kızıl oğuz boyundandır. Kızılca bölüklü, Kızılcaörenli adı da verilir. Selanik’teki kayıtlarındaysa ”Karakocalılar” olarak geçmektedir. Mustafa Kemal’in sülalesi olan Kızılcaoğulları, Rumeli Aleviliğinin Anadolu koludur. Bu kolun anayurdu Tokat –Almus Tozanlı vadisidir. Bugün burada yaşayanların tümü de Alevidir.

Bu bölgeye yerleştirilen Yörük Türkmen boyları 1410 yıllarında Tokat, Çorum, Amasya, Sivas ve Reşadiye dolaylarındaki Kızıl Özenliler yurdu olarak bilinen bölgede “Kızıl Ahmetliler Beyliği” adıyla bir beylik kurmuşlardır.

Osmanlı Hükümdarlarından II.Murat’ın Amasya Valisi Yörgüç Paşa’nın bu beylik üzerine düzenlediği sefer sonucunda beylik ortadan kaldırıldı. Kızıl Ahmetliler beyliği halkının bir kısmı zindanlara doldurularak, dumandan boğdurularak öldürülmüştür. Bir kısmı da Anadolu’ nun çeşitli yerlerine dağıtılmıştır.

Osmanlı Padişahı Fatih Sulatn Mehmet’in Karamanoğlu beyliğinin 1460’da ortadan kaldırılması üzerine Rumeli’ye yerleştirilen Anadolu halkı Karaman beyliğine mensuptu. Oğuzların Avşar boyundan olan Karaman Beyliği’nin kurucusu Nure Sofi, Babai tarikatına mensuptu. Fatih Sultan Mehmet Yörük Türkmen kökenli bu boyları Balkanlara İslamlaştırmak için iskana tabi tutmuştur.

Mustafa Kemal’in dedesi Kırmızı Hafız Ahmet’tir. Mustafa Kemal’in Nüfus kayıdı “Yörük tayifesinden “ diye geçmektedir. Mustafa Kemal’in babası da nüfus kütüğünde Kızılhafız oğlu Ali Rıza diye yazılmaktadır. Mustafa Kemal, on yaşlarında Selanik’teki Kızılbey sokakta bulunan ilkokula yazılmıştır. Kızıl sözcüğü genellikle Alevi Bektaşilere takılan bir addır. Mustafa Kemal’in babasının ismi Ali Rızadır. Ali Rıza, Ehli beyt soyunun Sekizinci İmam’ın ismidir.
Mustafa Kemal’in doğal, toplumsal, düşünsel ve inançsal çevresi Bektaşiydi.. Babası Ali Rıza Beyin de Bektaşi olduğu söylenmektedir. Nitekim yukarıda da söylediğimiz gibi Mustafa Kemal’in doğduğu Selanik, Bektaşilerin etkin olduğu bir çevre idi.

Mustafa Kemal’in duygu ve düşüncelerinde Namık Kemal’in büyük tesiri sözkonusudur. Namık Kemal de bir Bektaşi idi. Yine Bektaşi olan Abdulkerim Paşa’nın Mustafa Kemal’le özel Bektaşi şifreleri kullanmaları onun Bektaşiliğine dair bir kanıt olarak ileri sürülüyor. (Bkz. Mete Tuncay , Milliyet sanat sayı:246.s:25)

Mustaf Kemal’in Alevi / Bektaşilere ilgisinin, Alevi / Bektaşilerin de ona olan derin sevgi ve bağlılıklarının nedenlerinden biri de onun Alevi / Bektaşi kökenli olmasıdır.

Büyük Atatürk’e Alevi / Bektaşi toplumun desteğinin en somut göstergelerinden biri olan Hacıbektaş Dergahı postnişininin yayımladığı bildiriyi sunalım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ATATÜRK, MEHDİLİK VE ALEVİLER
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
CHP Bakırköy Gençlik Kolu :: Atatürk-
Buraya geçin: