[justify] MARAŞ KATLİAMI
Tarih,hedefleri ve çıkarları için kendi yurttaşlarını katleden devletlerin trajik örnekleriyle doludur.
Devletler,hedeflerine ulaşmaya engel olabilecek güçte bir halk muhalefetiyle karşı karşıya olduklarını düşünüyorlarsa:resmi,gayri resmi hatta ordusuyla gerçekleştirdikleri katliamların,darbelerin başarısı için ‘dış mihraklar’la da işbirliği yapmaktan çekinmezler.
İşte Türkiye de ‘Amerikancı ve milliyetçi’işbirlikçiler,istedikleri rejimi hayata geçirmek,gerekli bütün ekonomik ve siyasi kararları engelsiz olarak uygulamaya koymak için,bu uğurda yalnız kitleleri imha etmekle kalmayıp,olup bitenlere muhalif olan herkesi de birer birer ortadan kaldırmaktan çekinmezler.Tıpkı 24 Aralık 1978’de özellikle Alevi yurttaşlarımıza yapılan Maraş Katliamı gibi..
Katliamın yapılmasındaki amaç:zirvede olan emekçi hareketini,toplumsal sol muhalefetin yükselişini durdurmak ve 12 Eylül askeri darbesine zemin hazırlamak için,haklar ve inançların çeşitli olduğu Maraş’ta Alevi,sol görüşlü-aydın insanları katledip,sağ kalanları baskı altına alarak sindirme ve korku psikolojisiyle göçe zorlamaktı.
Saldırganlar,oldukça donanımlı ve hazırlıklıydılar.Hedefler belirlenmişti.Gözünü kan bulamış saldırganlar,kesici-yakıcı her türlü aletlerle kadın-çocuk-yaşlı-hamile-sakat demeden masum insanları katlederek emirleri yerine getirdiler.
Günlerce devam eden katliamda:resmi rakamlara göre 108,görgü tanıklarına göre ise 500 den fazla ölü vardı.Bunun yanında binlerce kişi de yaralandı.
Bu katliam ve ardından yapılan Malatya,Erzincan,Çorum katliamları ile birlikte ülkemiz 12 Eylül faşist askeri darbesine doğru sürüklendi.
O katliamı gerçekleştirenlerin ilerleyen yıllarda devletin en önemli mevkilerine gelmesi,pek şaşılacak bir durum olmamakla beraber canilere ödül verildiğinin göstergesidir.
Maraş’taki insanlık dışı kıyımın vicdanlarımızda yarattığı utancı hep birlikte temizlemenin,katliamlarla yüzleşmenin ve gerçek faillerin bulunmasının gerekliliğine inanıyoruz.Maraş’ların unutturulmasının sonucu olarak:farklı kimlik ve inançtaki insanlarımızın can ve mal güvenliğine yönelik tehditlerin bugün dahi artarak devam ettiğini görüyoruz.
Türkiye,geçmişindeki kirli sayfaları temizlemek ve geleceğini aydınlatmak zorundadır.Bunu yolu:katillerin ve sorumluların hak ettikleri şekilde cezalandırılmasıyla gerçekleşecektir.
CHP BAKIRKÖY GENÇLİK KOLU