oz9u12
Mesaj Sayısı : 15 Yaş : 36 Nerden : İstanbul Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: CHP ve çarşaf tartışması Paz Kas. 23, 2008 1:34 pm | |
| Vatan Gazetesi'nin türban tartışmaları ile ilgili düşünceleri derlediği köşesine, mail olarak gönderdiğim yazımdır. Sizler de düşüncelerinizi paylaşmak isterseniz halkinsesi@gazetevatan.com adresine gönderebilirsiniz.
Özgür Gülsoy - Öğrenci/Yazar - 21 CHP'nin yaptığı son hamle, birçok açıdan olumlu-olumsuz tepkiler çekti. Ancak hiç kimse, işin asıl noktalarına değinmedi. Tartışmalar hep suni olarak yaratılan, ülkemizi kısır döngü içine sokan çatışmalar içinde döndü. Bizler CHP içinde siyaset yapan ve CHP'yi değiştirmeye çalışan insanlar olarak, bu çatışmalar üzerinden dönen yazıları gördükçe, hiçbir şeyin değişmediğini görerek üzüldük. Diğer taraftan, CHP içinde kimin muhafazakar, kimin çağdaş bir fikir yapısına sahip olduğunu görmek bakımından da o derece bilgi sahibi olduk. CHP içine gelen bu kişilerin birinci özelliği, Atatürk ilke ve inkilapları ile sorunu olmayan, hatta bunları destekleyen insanlar olmalıydı. Baktığımız zaman, anne ve baba baskısı ile çarşaf giyen ve AKP'nin politikalarından rahatsız olan insanların, yine kendi özgür iradeleri ile CHP'ye geçmesi demek, fevkalade bir yol alınmış demek olacaktı. Ancak bu durumun böyle olmadığını görüyoruz. Sultanbeyli belediye başkan adayının yaptığı açıklamalara göre, biz AKP'de olan ve çok gerici bulduğumuz bir zihniyeti, belediye başkanı yapmaya hazırlanıyoruz. Ancak yine bu kişinin yaptığı açıklamalara göre, karısı kendisinden daha çok düşünebilen, daha çok eleştirebilen bir insan. İşte bu kişiyi bizim çatımız altında baskıdan kurtarmak ve kendi özgür fikirlerinin oluşmasını sağlamak, bizim başarılı olacağımız nokta olacaktır. Bunu biz, AKP çatısı altındaki insana uygulayamayız, ancak CHP çatısı altındaki insanı pekala bu yönde yöneltebiliriz. CHP'ye üye olmasını istediğimiz seçmen kişiliğinin ikinci özelliği ise, emek siyaseti ihtiyacı duymasıdır. Baykal maalesef, Demirel'den farksız olarak, insanlara "her mahallede bir zengin" ve "milyarderleri meşru gören" bir siyaset dayatmakta, yani sermaye siyaseti dayatmakta. Biz bu konuda, Baykal'ın yanlış bir yöntem uyguladığını bilmekteyiz ancak CHP'ye gelecek bir kişi, en azından tabanda emek tabanlı siyaset yapmaya karar vermelidir. Seçmen profiline baktığınız zaman, zaten CHP seçmeninin büyük kısmının, emek siyasetini amaç edinen orta sınıf olacağını göreceksiniz. Bunun açılımı da şudur ki, emeğin sömürülmesine karşı olmalıdır, eşitlik istemelidir (5 parmağın 5'i bir değil dememelidir), ülkesinin sömürülmesine karşı olmalıdır, gerçek özgürlüklerden yana olmalıdır (aç kalma ve yanlış ideolojiler ile insanları tarikatlere çekme özgürlüğü değil). Biz Baykal'ın da, CHP içinde yer alan milletvekillerinin de bu düşüncelere sahip bir geçmişe sahip olduğunu, ancak bu politikaları izlemekten korktuklarını çok iyi biliyoruz. Ama eğer kendileri koltuklarını biz gençlere devretmeyi lütfederler ise, biz bu yönde siyaset yapacağız. Genel görünüşe bakınca, zaten bizim siyasetimizin çarpık olduğunu göreceksiniz. Biz siyaseti sürekli olarak laikçi-ümmetçi, liberal-milliyetçi gibi sonucu açık ve çözüm sunmayan çatışmalar üzerinden yürütüyoruz. Bu aslında CHP'nin değil, ona yön vermesi gereken tabanın da suçudur. Bizim asıl çatışma düzlemimiz, emek-sermaye çatışması olmalıdır. Çünkü bizim en çok başarılı olduğumuz yıllar, bu siyaseti güttüğümüz yıllardı. İşte biz, partimize gelen insanlara iş bulabilirsek, emeklerini hakettikleri gibi dağıtabilirsek, Sultanbeyli'de adaletli gelir dağılımını sağlayabilirsek, biz başarılı olmuşuz demektir. Çünkü bir sol partinin başarı ölçüsü, emek-sermaye çatışması üzerinden siyasetin emekçiler tarafından kazanılmasını sağlamak ve bu düzeni korumaktır. Bizce sadece çarşaflıların değil, partimize dahil olan birçok eski merkez sağcı insana emek siyaseti yaptırmayı başarırsak, biz o zaman başarılı olmuş sayılırız. Biz, partimize yeni gelen insanlara, gardorap Atatürkçülerinin anlattığı Atatürk'ün (buna MHP de dahildir) yanlış olduğunu anlatabilirsek, bizim başarımız budur. Bunlar dışındaki tartışmalar, kısır döngüye katkıdır. | |
|