Tamer Arda, Bakırköy’de bir işçi ailesinin çocuğuolarak doğdu. Aynı ilçede ilk ve ortaokula devam eden Arda çeşitli nedenlerle ortaokuldan ayrıldı. 1974 yılından itibaren devrimci çevrelerin içine girdi. Oldukça genç yaşta çeşitli fabrikalarda çalıştı ve devrimci sosyalist hareketin genç kuşağının bir üyesi olarak örgütlenme faaliyetlerinde bulundu. Devrimci sosyalist hareketin ilk parti üyelerinden olan Arda, o yıllarda bir çok silahlı eylemde yer aldı.
1975 yılında silahı ile ele geçirilen Tamer Arda, örgütle ilişkisini reddettiği için yalnızca silah bulundurmaktan tutuklandı. Serbest kalışının ardından bir lisenin önünde bildiri dağıtılırken silahlı olarak yeniden yakalandı.
1977’de patinin Lübnan’da düzenlediği bir kampta askeri eğitim alarak geri döndü. Aynı yıl içerisinde bir parti evinde siyasi polisin eline düştü. Dönemin en ağır işkencesine maruz kaldığı halde örgütle ilişkisini reddetti. Yeniden tutuklandı ve bir yıl yattı. 1978 yılında serbest kalmasının ardından İstanbul‘un bir çok bölgesinde sorumluluklar aldı. 12 Eylül’den sonrada büyük bir kararlılıkla bir çok görev üstlendi. Geçici Merkez Komitesi‘ne bağlı olarak çalışmaların ve ilişkilerin organizasyonunda önemli görev üstlenen kadrolardan biri oldu. Cunta günlerindeki eylemlerin çoğunun planlayıcısı oıldu. İsrail Başkonsolusunun cezalandırılması eyleminde o da görevli kadrolardan biriydi. Eylemin son hazırlıklarını gözden geçirmek için yoldaşlarıyla buluşacağı yere giderken Şemsi Özkan‘ın ihanetiyle Sefaköy’de yaşanan çatışma sonucu yaralı olarak ele geçirildi. Yaralı olarak yerde yatarken Amerikan kimliği de taşıyan dönemin Emniyet Müdürü Şükrü Balcı tarafından üzerine çok sayıda kurşun sıkılarak katledildi. “Son yılların en büyük şehir gerillası” olarak tanınan devrimci komutan Arda‘nın üzerinde kırk dolayında kurşun tesbit edildi.