Mehmet Alp
Mesaj Sayısı : 4 Yaş : 37 Nerden : İstanbul Kayıt tarihi : 27/06/08
| Konu: Lozan Antlaşması'nın imzalanışının 85. yılı Salı Tem. 22, 2008 10:01 am | |
| Yokoluştan Yeniden Doğuşa, Esaretten Bağımsızlığa;
LOZAN
Tarih 1919; vatan toprakları işgal altında, İstanbul'daki saltanat işgalcilerle işbirliğini seçmiş, milletin kaderini yine milletin tayin edebileceğini gören Mustafa Kemal Paşa Anadolu'ya geçerek bağımsızlık hareketini başlatıyor. Öldü sanılan bir millet, Serv Antlaşmasıyla tarihin karanlıklarına gömülmek istenirken, o millet yıkıldığı yerden kalkarak bir destan yazıyor.
Nice bedeller, nice fedakarlıklar sonucunda vatanını emperyalizmin işgalinden kurtaran Türk milleti artık Dünya sahnesinde bağımsız ve saygıdeğer bir yer edinebilmek için son bir imtihandan geçmeliydi: 20 Kasım 1922'de İsviçre'nin Lozan kentinde TBMM, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya ve Japonya'nın katılımıyla müzakereler başladı. Görüşmeler çok sert bir havada geçiyordu. Emperyalizmin amaç ve dayatmaları onların cephedeki acımasızlığını aratmıyordu. Görüşmelere TBMM'yi temsilen başdelege olarak katılan İsmet Paşa durumu şu sözlerle açıklıyordu: ''Burası cepheden beter, burada insanı canlı canlı yiyorlar.''
Emperyalistlerin kapitülasyonlar, Musul-Kerkük ve Boğazlar konularındaki dayatmalarına karşılık 4 Şubat 1923'te kesilen görüşmeler 23 Nisan 1923'te yeniden başlamıştır. Türk Heyetinin kararlı duruşu karşısında emperyalistler karşılarında eski bir sömürgelerinin değil tam bağımsız ve onurlu bir yaşam isteğinde kararlı bir milletin olduğunu anladılar.
Görüşmeler 24 Temmuz 1923 tarihinde Türk tarafı için büyük bir zafer olarak nitelendirilebilecek olan Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanmasıyla son buldu. Başdelege İsmet Paşa kendisine Mustafa Kemal'in hediye ettiği altın kalemle antlaşma metnini imzalarken tüm Dünya, Türklerin medeni alemde eşit ve saygın bir millet olarak yer edinmesini kabülleniyordu. Türk Milleti tarihte o güne dek emsali görülmemiş bir mücadele ile emperyalistleri önce cephede ardından, makus talihimize inat, masada mağlup ederek bağımsız ve onurlu yaşam hakkını elde etmiştir.
Mustafa Kemal antlaşmanın önemini şöyle açıklıyordu: ''Bu antlaşma, Türk milleti aleyhine, yüzyıllardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılmış büyük bir süikastın çöküşünü bildirir bir belgedir.'' Emperyalistlerin hayalleri hüsrana uğrasada bu amaçlarından asla vazgeçmeyeceklerdi. Lord Curzon bu amaçlarını Lozan Antlaşması'nın ardından gizleme gereği duymadan açıklıyordu: ''Biz vermediğiniz her şeyi kağıtlara yazıp cebimize koyuyoruz. Gün gelecek, sizi bize muhtaç hale getireceğiz ve şimdi vermediklerinizi önünüze koyup, teker teker alacağız.'' Emperyalistler o günden bu güne ne bu amaçlarından vazgeçtiler ne de uğraşlarına ara verdiler.
Türk Gençliği olarak üstümüze düşen vazife Lozan Antlaşması'yla kazandığımız bağımsız ve onurlu yaşam hakkından taviz vermemek, emperyalistlerin amaçlarını tarihimize yaraşır şekilde her zaman hüsrana uğratmaktır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedi, Türk Milleti'nin bağımsız ve onurlu yaşam hakkının tescili olan Lozan Antlaşması'nın imzalanışının 85. yıldönümü kutlu olsun. | |
|